26 Eylül 2012 Çarşamba

GRANADA'DAN KARELER


Granada'nın diger  güzel parklarından biri olan Jardin del Triunfo harika bir     tasarıma sahip.Öğrencilerin,memurların,yaşlı insanların uğrak yerlerinden biri,özellikle pazar günleri...
Arkasındaki Hospital Real isimli tarihi bir yapı ise müthiş bir kütüphaneye sahip.Ayrıca eskiye ait  bir çok tarihi eser bulunmakta.Mogollara ait resimler,heykeller,eşyalar,haritalar ve araç gereçlerin bulundugu ilginç bir müze de var.
Hafta sonunu ve bol tatilli İSPANYA'YI da dikkate alarak bir kaç günlük Sevilla macerası başlıyor....





19 Eylül 2012 Çarşamba

CORDOBA III





Mezquita de Cordoba'dan çıktıktan sonra turizm aksını takip ederek eski binaları , yerel kıyafet satan yerleri gezme fırsatı bulduk.
Jardines del Alcazar'a da göz atma şansımız oldu.Burası Cordoba'nın gezilebilecek parklarından birisi.
Ardından Guadalquivivir nehirinden   Roma köprüsü vasıtasıyla geçerek Calahorra kalesini gezme şansımız oldu.Guadalquivivir nehrinin Endülüs Özerk bölgesinin en uzun nehiri olduğunu öğrendik.
Calahorra kalesinde Cordoba'ya ait bir çok eski  yapının maketlerini bulabilirsiniz.Eski arap kültürünü gösteren  motifler,heykeller,figürlerde diğer görebileceginiz güzel eserler.
Bir günlük yolculuğumuzun sonuna gelmiş eve dönüş başlamıştı.Akşam üzeri Granada'ya vardıgımızda yorgun ama keyifli  bir günü de geride bıraktığımızın farkına vardık.......

18 Eylül 2012 Salı

CORDOBA II



Mezquita de Cordoba'da mihraptaki tasarım çok farklı ve çok canlı.
Loş ışıklar ise ortama farklı bir hava katıyor.
Revaklar o dönemin izlerini  en güzel biçimde ifade ediyor...
Caminin etrafı eski evlerle ve hamamlarla ve heykellerle dolu olduğu için turizm aksı oluşturulmuş ve güzel bir sistem kurularak turistlere    güzel  bilgiler  aktarılıyor.
Sıradışı tasarımı eşsiz güzelligiyle bizleri, bu değerli yapıt etkilemeye devam ediyor.O zamanın  zor şartlarında mükemmel eserlerin yapılabildiginin en büyük göstergesi.









17 Eylül 2012 Pazartesi

CORDOBA I


 CORDOBA YOLCULUĞU
Granada-Cordoba yolculuğu başlamıştı.Yine Akdenizin yeşil zeytinleri bütün dağları kaplamış kilometrelerce peşini bırakmıyor, adeta sana eşlik ediyordu.Cordoba'ya yaklaştıkça eski yerleşim yerleri, kaleler göze çarpıyordu.Ara ara üzüm bağları göze çarpıyor  zeytin ağaçlarına farklı bir güzellik katıyordu....

 2,5 saatlik Cordoba yolculugu sona ermişti.Şehir terminalinden çıkıp gitmek istediğimiz yerlerin planlamasını yaptık.1 euro karşılıgında biletler alarak otobüse bindik.
Şehir merkezinden geçerken etrafta portakal ve mandalina ağaçlarının  meyve verdigini  gördük.Her yerdeler ve çok güzel kokuyorlar.
   Cordoba eski adıyla Kurtuba Endülüs Emevi  devletinin önemli şehirlerinden bir şehir.Kurtuba da Kart-Juba'dan  geliyormuşNüfusu yaklaşık olarak 230 bin civarında.
Burada eskiye dair pek çok şey var.Hanlar hamamlar,saraylar,camiler.Ayrıca ilim irfan şehri.Kütüphanelerde bu şehrin vazgeçilmezlerindenmiş.
Nice ilmi eserler buralarda heba olmuş,kitablar acımasızca yakılmış...
  
                                                                                          
 Burada Romadan kalma eski bir köprü hala yıllara meydan okumaya devam ediyor.
Şehrin diger bir güzel yanı bisiklet yolunun olması.Belirli yerlerde  bisiklet merkezleri var,istediginiz bir bisikleti belirli zaman dilimleri  çerçevesinde kiralayabiliyorsunuz.
Şehrin en önemli yapısı Mezquita de Cordoba (Cordoba Cami)Bu cami bir çok işlemesiyle bizleri büyülüyor.Endülüs Devletinden  sonra buradaki camiyi katedrale çevirmiş ,İspanyollar.Minarenin yerini çanlar almış  ve bazı yerleri değiştirilip barok yapısına uygun işlemeler yapılmış.Ve şimdilerde ise müze  görevi  görüyor...

Caminin bahçesi portakal  ve mandalina ağaçlarıyla dolu.Bahçedeki havuzdan akan su ve ağaçlardan gelen güzel koku ile   insanın yorgunluğu falan kalmıyor.
   Caminin içeriside dışarısı  gibi muhteşem bir yapıya sahip.Eskiden kalma yazmalar,taşlar, işlemeler insanı geçmişe sürüklüyor...
Burada olmak geçmişe göz atmak yaşanmışlıkları bilmek günümüze kadar  gelmiş eserlerin ve tarihin  ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.Bizlerin ,şehirleşmede atılan adımları görmemizi sağlıyor ve geçmiş ile geleceğin harmanlanmasını kolaylaştırıyor.İnşallah bunun gibi nice eserler hak ettigi değere kavuşmaya ,korunmaya,gelecek nesillerin önüne çıkmaya ve tarihe tanıklık etmeye devam eder.




10 Eylül 2012 Pazartesi

DİBUJO DE GRANADA Y LA VİDA

 Pazartesi en sevdiğim günlerden  bir gündü,hele hava güneşli ise.O gün  genelde hava iyi ise  evden 10 dakika mesafedeki okul yerine dibujo(çizim)hocasının  tayin ettigi tarihi  ve modern yapılara gider, o yapıların  perspektif  görünümlerini çizerdik.Yoldan geçenlerin meraklı bakışlarıyla 20-25kişi sağlı sollu  dizilir.isteyen istediği açıyla  o yapıyı resmetmeye çalışırdı.Bu çalışmalarda bazen kara kalem,tükenmez kalem bazen de pastel vs.kullanılırdı.ortaya güzel eserler ortaya çıkardı.
 Çizimin ardından kimi evinin yolunu tutar kimi okula  kimide  çalışmaya giderdi.Okulda ders saatleri çok esnekti.Bir ders sadece belirli bir zaman dilimiyle sınırlı  değildi.Örnegin Salı günü giremedigin bir derse Çarşamba günü de girebilme  imkanın vardı.O yüzden bir çok kişi  part time işlerde çalışabiliyordu fakat ben hariç. Çünkü kısa dönemli oturma izininde çalışma izni verilmiyor.Ama çalışmak isteyen bir şekilde çalışabiliyordu.
Granada'da eger İspanyol yemeklerinden sıkıldıysanız yada kendi ülkemizin yemeklerini ararsanız fazla aramayın böyle bir kaç yer var.Bunlardan  birisi de 1001 NOCHES KEBAB.Granada tren istasyonuna 100 metrelik mesafede, gerçekten nefis kebablar ve Konya'ya has pideler yapan bu yeri kaçırmamanızı tavsiye ederim...
Artık yerimize de alıştıktıktan sonra bir kaç arkadaşla gezme zamanı.Cordoba'ya Endülüs'ün güzel kentlerinden birine gitmeye karar verdik.Cordoba'ya gitme zamanı...


 

7 Eylül 2012 Cuma

GRANADA'DAN İLK GÖRÜNTÜLER

 Granada(nar), anlamındanda anlaşılacagı gibi çok güzel bir şehir...
Sabahleyin Gran Via'da başlayan tatlı telaş,yerini ikindine doğru tatlı bir huzura bırakıyor...
Burada memurlar çok şanslı.Sabah 08:00-14:00 arası bir iş söz konusu.Devlet daireleri saat 14'den sonra paydos.Diger dükkan sahipleri  için 14:00-17:00 arası siesta vakti.Sokaklarda pek fazla adam göremezsiniz.İspanyollar bu 3 saatlik dilimi kendilerine ayırmış.Kimi evinin yolunu tutup bir iki saat siesta(kaylule uykusu)yapıp geliyor,kimi ise kepenkleri kapatıp arkadaşları ile beraber sohbet etmek için barlara akın ediyor.İlk zamanlar bu duruma baya şaşırmıştım,hiç açık dükkan yoktu. sadece AVM'ler ,belirli başlı fast food restaurantları  ve Çin dükkanları açıktı.Çinliler işini biliyor :))Zamanla insan buna da alışıyor...

Şehir merkezinde kat yükseltilerine çok dikkat edilmiş,tarihi dokusu çok güzel korunmuş....
Kraliçe Isabella'nın anıtına 5 dakika mesafedeki Granada Katedrali turistlerin yogun ilgisi ile  en gözde mekanlardan biri.Etrafında ise sizlere çiçek satmak isteyen çingenelerle  dolu.Burada kentteki tarihi dokuları ve önemli yerleri görmemiz için  5 euro karşılıgında otobüs turları düzenleniyor,tavsiye ederim.
Katedralin karşısındaki dondurmacı ise sevilen bir mekan.
Şehrin en güzel yanlarından bir diğeri ise Endülüs Emevi devletinden kalma avlulu yapıların korunarak günümüze kadar getirilmesi.Hatta bunlardan bir kaçı belediye binası  olarak halka hizmet vermekte.
Su sesi ve ağaçlar insana huzur veriyor.Burada çalışanlar şanslı olsalar gerek......
İlerleyen günlerde bakalım Granada'nın mis  gibi havası mükemmel dokusu sıcak kanlı insanlarından başka hangi güzelliklerine şahit olacagız....




4 Eylül 2012 Salı

İlk izlenimler

Nihayet yolculuk bitmişti.Farkına bile varmadan istasyonun önüne çıkmış,  şirin üç katlı yapıları seyre dalmıştım ki bir dilenci önümüze çıkıverdi.Herhalde' Allah rızası için biraz para ver'sözünün ispanyolcasını  söyleyip bizden para istedi.Neyseki pat çat anlaştık.Onun gönlünü de hoş ettikten sonra sıra kalacak yere gelmişti...
Bir hafta boyunca kalacak yer için epey bir çaba sarf ettikten sonra nihayet istedigime kavuştum.
Şehrin  çogunlugu ögrencilerlerle dolu  oldugu için bir çok yerde  öğrenciler için kiralık ev veya  kiralık oda ilanları bulmak mümkün.Özellikle gittiginiz okulların kantinlerinde bu olasılık daha da artıyor.Genelde 'Se alquilar habitacion' tarzında ilanları görebilirsiniz.Genelde bir odanın ortalama kirası kişi başı 150-300 euro arasında değişiyor.2-3 arkadaş rahat bir şekide iyi bir daire kiralayabilir...
Bir yanda etrafındaki ormanlar  öte yanda deniz şehre farklı bir hava katmış.Sierre Nevada'da kış turizmi için ideal bir dağ.Tıpkı güzelim BURSA gibi .Deniz ve kayak bir arada....
Bakalım ilerleyen günlerde neler görecegiz......